İklim değişikliği, dünya genelinde giderek artan bir endişe kaynağı haline gelmiştir. Küresel ısınmanın etkileri, doğal afetlerin sıklığı ve şiddeti, deniz seviyelerinin yükselmesi ve biyolojik çeşitlilik kaybı gibi faktörler, iklim değişikliğinin ciddiyetini göstermektedir. Bu sorunun çözümünde karbon düzenleme mekanizması, etkili bir araç olarak öne çıkmaktadır.
Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması Nedir?
Karbon düzenleme mekanizması, karbon emisyonlarının azaltılması veya dengelemesi amacıyla geliştirilen bir sistemdir. Bu mekanizma, karbon emisyonlarının izlenmesini, raporlanmasını ve doğrulanmasını içeren bir dizi süreci kapsar.
Avrupa Birliği kendi içerisinde hali hazırda faaliyet gösteren üreticileri karbon emisyonlarını karbon fiyatlandırma mekanizmaları ile regüle etmek ve karbon vergisi uygulamaktadır. Ancak bu durum beklenildiği gibi karbon emisyonlarının azaltılmasında efektif bir çözüm sağlayamamış ve retimin AB dışında üretime karbon vergisi uygulanmayan diğer ülkelere kaymasına yani karbon kaçağı oluşmasına neden olmuştur.Üretimin ve ekonominin olumsuz etkilenmesi sonucunda bir diğer yanda ETS ve karbon vergisi ile karbon fiyatlandırma mekanizmaları kilit rol oynarken üreticiler lehine olan bu rekat avantajı etkisini engellemek adına AB tarafından Sınırda Karbon Düzenlemesi regüle edilmesi kararlaştırılmıştır. Amaç karbon kaçağını önlemek ve Avrupa üretici sektörlerinin rekabet gücünün korunmasıdır.
Yeşil Mutabakat Eylem Planı kapsamında iklim değişikliği ile mücadele konusunda yapılan düzenlemelerden bir tanesi de Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması olup Avrupa Birliği Emisyon Ticaret Sistemi’ne eşdeğer bir mekanizma olarak oluşturulmuştur.
2005 yılından bu yana AB içerisinde uygulanan Emisyon Ticaret Sisteminin karbon fiyatlarına eşdeğer ve ürünlerin ithalatı kapsamında uygulanması kararlaştırılmıştır. Böylelikle iklim değişikliği politikası az sıkı olan ülkelerde yapılacak olan üretimle birlikte meydana gelebilecek karbon kaçağının önlenmesi amaçlanmaktadır.
Bu mekanizma ile Avrupa Birliği sınırları içeresinde üretilen belirli sektörel ürünlerin karbon maliyetlerine eşdeğer bir maliyetin Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) kapsamında Avrupa Birliği’ne ithal edilen aynı ürünlere de uygulanması amaçlanmaktadır. Avrupa Birliği sınırları içeresinde bulunan ithalatçının belirlenmiş sektörlerdeki ürünlerin ithalatında, ithal edeceği ürüne ilişkin sera gazı miktarlarına göre ETS kapsamında SKDM sertifikası alacağı görülmektedir.
SKDM kapsamında ilk aşamada karbon kaçak riski yüksek olan çimento, alüminyum, gübre, hidrojen,elektrik, demir-çelik sektörleri kararlaştırılmıştır. Bu altı sektörde SKDM düzenlemesi ile birlikte ilgili ürünlerinin imalatı ve ticaretinde bulunan işletmelerin faaliyetlerine ilişkin sera gazı emisyonlarının hesaplanması ve raporlanması zorunlu kılınmıştır.
Böylelikle AB sınırları içerisinde de dışarısında da temiz üretim yapılmasını öncelemeyi ve AB üreticilerinin rekabetçiliğinin korunması hedeflenmektedir. SKDM yönetmeliği göre 1 Ekim 2023 tarihinde raporlama yükümlülüğü geçiş dönemi ile birlikte uygulamaya girecek ancak mali yükümlülükler 1 Ocak 2026 itibariyle başlayacak ve Kapsam 1, Kapsam 2 ve Kapsam 3 emisyonlarına ilişkin raporlamaların doğrulamasının yapılması da gerekecektir.
Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasının Önemi
Karbon düzenleme mekanizması, iklim değişikliğiyle mücadelede büyük bir öneme sahiptir. Küresel ısınma ve iklim değişikliği, dünya genelinde birçok soruna yol açmaktadır.
Bu sorunların başında ekosistemlerin bozulması, su kaynaklarının azalması, tarım verimliliğinin düşmesi ve ekonomik kaynakların tükenmesi gelmektedir. Karbon düzenleme mekanizması, bu sorunlarla mücadele etmek ve sürdürülebilir bir gelecek oluşturmak için etkili bir araçtır.
SKDM geçiş dönemi ve sonrasında meydana gelecek sera gazı emisyonlarında 2005 yılına kıyasla 2030 yılında %62 oranında bir azaltım hedeflenmektedir. Böylelikle sektörler ve ürünler bazında sera gazları tahsislendirilerek bir sertifikasyon sistemine bağlanacaktır ve raporlama yükümlülüğü dönemiyle birlikte ürünlerin ithalatı sadece ilgili tahsisatlara sahip ve yetkilendirilmiş işletmeler tarafından yapılabilecektir.
Bunun işletmeler üzerindeki karbon maliyeti yükünü arttırması ve alternatif olarak yeşil üretim teknolojilerine yönelmelerini sağlaması beklenmektedir.
Bu faaliyetler sayesinde, karbon düzenleme mekanizması iklim değişikliğiyle mücadelede etkili bir rol oynar ve sürdürülebilir kalkınmayı destekler.
Uygulamanın bir diğer amacı ise Avrupa Birliği dışındaki ülkelerde yerleşik üreticilerin sera gazı emisyonlarını azaltmaları konusunda yönlendirilmesidir. Ayriyeten de SKDM ile birlikte iklim değişikliği ile mücadele için kullanılabilecek bir gelir kaynağı elde edilmesi de hedeflenmektedir.
Karbon düzenleme mekanizmasının ekonomik faydaları da göz ardı edilemez. Sera gazı raporlamaları, sertifikalandırılma süreci ve karbon tahsisatlarının ticareti, ekonomik büyümeyi destekleyebilir.
Karbon kredileri, şirketlerin karbon salınımını dengelemek için kullanabilecekleri bir seçenek sunar. Ayrıca, karbon düzenleme mekanizması projeleri, yeni iş fırsatları yaratır ve yeşil ekonomiye geçiş sürecini hızlandırır.
Karbon düzenleme mekanizması, iklim değişikliğiyle mücadelede etkili bir araç olmasına rağmen bazı zorluklarla karşılaşmaktadır. Bu zorluklar arasında finansman eksikliği, teknolojik altyapının yetersizliği ve uluslararası işbirliği eksikliği bulunmaktadır. Ancak, bu zorluklar çözülebilir ve karbon düzenleme mekanizması daha da geliştirilebilir.
Karbon düzenleme mekanizmasının önemi ve etkisi göz önüne alındığında, bu konuya daha fazla odaklanmak ve bu mekanizmanın nasıl çalıştığını, uygulamalarını ve geleceğini daha ayrıntılı bir şekilde incelemek önemlidir.
İlerleyen bölümlerde, karbon düzenleme mekanizmasının temellerini, uygulamalarını, geleceğini ve karşılaştığı zorlukları ele alacağız.
İklim değişikliğiyle mücadelede karbon düzenleme mekanizmasının önemini anlamak için okumaya devam edin.
Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasının Temelleri
Karbon düzenleme mekanizmasının temellerini anlamak, bu sistem ve süreçlerin nasıl çalıştığını kavramak için önemlidir. Bu bölümde, karbon emisyonlarının ölçümü, karbon düzenleme mekanizması projeleri ve karbon kredileri gibi konuları ele alacağız.
Karbon Emisyonlarının Ölçümü
Karbon emisyonları, sera etkisi yaratan gazların atmosfere salınması sonucu oluşan gaz salınımıdır. Karbondioksit (CO2), metan (CH4), azot oksitleri (NOx) gibi gazlar, enerji üretimi, ulaşım, sanayi üretimi ve tarımsal faaliyetler gibi birçok kaynaktan atmosfere salınmaktadır.
Karbon emisyonlarının ölçülmesi, salınan gaz miktarının CO2 eşdeğeri olarak, karbon ayakizi, belirlenmesi anlamına gelir. Ulusal düzeyde, ülkeler, sera gazı envanterlerini hazırlayarak karbon salınımını izlerler. Bu envanterler, farklı sektörlerin emisyonlarını belirlemek için çeşitli veri kaynaklarını kullanır.
Kurumsal düzeyde ise şirketler, karbon ayak izlerini belirlemek için emisyon hesaplamaları yaparlar. Bu hesaplamalar, şirketin faaliyetlerinden kaynaklanan doğrudan ve dolaylı emisyonları içerir.
Şirketler, enerji tüketimi, ulaşım, üretim süreçleri ve tedarik zinciri gibi faktörleri dikkate alarak karbon emisyonlarını hesaplarlar.
Karbon emisyonlarının ölçümü için kullanılan yöntemler ve standartlar değişiklik gösterebilir. Uluslararası standartlar, emisyonların tutarlı bir şekilde hesaplanmasını ve raporlanmasını sağlamak için kullanılır.
Bunlar arasında IPCC (Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Paneli) rehberleri ve ISO 14064 standardı gibi belgeler yer almaktadır.
Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması Nedir ve Nasıl Çalışır?
Sınırda Karbon düzenleme mekanizması, Emisyon Ticaret Sistemi ile entegre bir şekilde çalışacak bir mekanizma olarak tasarlanmıştır. Br karbon üst sınırı belirlenerek emisyon salınımlarının belirli bir sınırda tutulması amaçlanır, işletmelerin ise yıllık emisyon tahsisatları kadar yıl sonunda teslim etmeleri beklenir.
Sınırın altında kalan işletmeler tahsisatlarını satabilir, böylelikle emisyonunu düşüren firmalar kar eder. Üreticiler yaptıkalrı üretimlerden kaynaklanan emisyon salınımlarını raporlar ve geçiş dönemi sonrasında doğrular böylelikle farklı ülkelerde yapılan üretimlere rağmen ürün başına kaynaklanan emisyon oranları bilindiğinden ithalatta vergilendirme ürünün karbon içeriğine uygun olarak fiyatlandırılır (ton/euro) ve karbon kaçağının önlenmesi amaçlanır.
Karbon düzenleme mekanizmasının temel prensipleri şunlardır:
- Emisyon azaltımı: Sınırda karbon düzenleme mekanizması ile birlikte, yüksek ücretlerden muaf olmak isteyecek olan kuruluşlar ürün üretim senaryolarından kaynaklanan projeleri, karbon ayakizlerinikarbon salınımını azaltıcıan faaliyetlere, alternatif yeşil teknolojilere odaklanır. Örneğin, yenilenebilir enerji projeleri, fosil yakıt kullanımını azaltarak karbon emisyonlarını düşürmeyi amaçlar
- Doğrulama ve sertifikasyon: SKDM ile her yıl raporlama yapacak olan üreticilerin raporlarıKarbon düzenleme mekanizması projeleri, belirli bir süreçten geçerek doğrulanır ve akredite kuruluşlar tarafından sertifikalandırılır. Bu süreç, proje faaliyetlerinin karbon salınımını azalttığını veya dengelediğini doğrulamak için bağımsız bir üçüncü taraf tarafından gerçekleştirilir.
- Karbon tahsisatları: ETS’nşn bşr mekanizması olarak geliştirilen SKDM ile küresel bir karbon fiyatlandırması amacıyla karbon ücretleri belirlenir. Bu ücretlere göre her bir sektördeki firmalara yıllık olarak ücretli veya ücretsiz üretimlerinden kaynaklanan emisyonlarına ve belirlenen sınır değerlere (cap) göre karbon tahsisatı sağlanır. Yıl sonunda belirlenen sınırdan az emisyon salınımı yapan firmalar, fazla kalan tahsisatlarını satabilir, kar elde edebilir. Ancak fazla olan firmalar ise offset projeleri veya başka firmaların tahsisatlarını belirlenen karbon ücreti göz önüne alarak satın alması ve emisyonaKarbon düzenleme mekanizması projeleri, sertifikalandırıldıktan sonra karbon kredisi alırlar. Bu krediler, projenin karbon salınımını azalttığını veya dengelediğini doğrulayan bir belgedir. Karbon kredileri, projenin sahibi veya geliştiricisi tarafından satılabilir. Diğer şirketler veya ülkeler, bu kredileri satın alarak kendi emisyonlarını dengelemesi gereklidir.
- Karbondioksit dengelemesi: Sınırda Karbon düzenleme mekanizması, projelerin karbondioksit salınımını dengelemesine olanak sağlar. Böylece, bir yerdeki artan emisyonlar, başka bir yerdeki azalmayla dengelemek mümkün olur. Bu dengeleme, küresel olarak toplam karbon salınımının azalmasını sağlamaz ancak belirli bir seviye tutarak artışı engellemeye destek olur.
- Gömülü Emisyonlar: Geçiş dönemi sonrasında hesaplanması öngörülen gömülü emisyonlar kavramı ile karmaşık ürünlerin emisyon hesaplamasında üretim sırasında tüketilen ara girdilerdenkaynaklanan emisyonlarında raporlanması planlanmaktadır.
Karbon düzenleme mekanizması, emisyon azaltımı ve karbon dengelemesi yoluyla iklim değişikliğiyle mücadelede etkili bir araçtır.
İlerleyen bölümlerde, sınırda karbon düzenleme mekanizmasının emisyon kapsamları, SKDM Uygulama Takvimi, Doğrulama&Akreditasyon ve SKDM’nn faydalarını daha detaylı bir şekilde ele alacağız.
Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması Emisyon Uygulamaları
Kapsam-1: Doğrudan Emisyonlar: Ürünün üretimi esnasında açığa çıkan, üretim sürecinden kaynaklanan doğrudan emisyonlar ( ısıtma ve soğutma kaynaklı emisyonlar dahil üretici firmanın üretim sürecinden kaynaklanan emisyonlar da dahil)
Kapsam-2: Dolaylı emisyonlar: Üretimde kullanılan elektrik enerjisinin üretimi aşamasında salınan emisyonlar
Kapsam-3: Girdi kaynaklı dolaylı emisyonlar: Ürünün üretiminde girdi olarak kullanılan ve yine SKDM ürün listesinde yer alan girdi/ara malların üretimi aşamasında salınan emisyonlar (girdinin üretim sürecinde açığa çıkan ve girdinin tedarik edildiği üreticiden temin edilecek olan emisyon verisi hesaplamaya dahil edilecek)
SKDM tüzüğü Ek1’de listelenen ürünler gömülü emisyon hesaplamasında dikkate alınacaktır. Üretim sürecinde yer alsa dahi SKDM Tüzüğü Ek I'de yer almayan -örneğin çelik üretiminde girdi olarak kullanılan “kok (coke)”, alüminyum üretiminde girdi olan “alümin (alumina)” gibi- girdiler için, tedarikçilerden girdinin üretiminde salınan sera gazı verilerinin temin edilmesi gerekmeyecek; Ek I'de yer almayan girdiler sadece üretim süreci (proses) emisyonları itibariyle hesaplamaya dahil olacaktır.
Her ne kadar mevzuatla getirilen yükümlülük ithalatçılar üzerinde ise de ürüne gömülü emisyonların izlenmesi, raporlanması ve 2026 itibariyle doğrulatılması ithalatçılarca üretici firmalardan talep edilecektir. Bu kapsamda SKDM kapsamındaki ürünleri üreten firmaların, yine SKDM kapsamında yer alan girdi niteliğindeki ürünleri tedarik ettiği firmalardan ilgili emisyon değerlerini temin edebilmesi gerekecektir.
Üreticilerin Rolü ve Raporlama için Sunulacak Veriler
Geçiş döneminde ithalatçılar, üçer aylık dönemler itibariyle, AB'ye ithal edilen SKDM kapsamındaki tüm ürünler için, ürünün üretim süreci ile ilişkili doğrudan ve dolaylı emisyonları ürün ve üretici tesis ayrıştırması yaparak raporlayacaktır.
Üreticilerin Rolü/Sorumluluğu:
- Gömülü emisyonların izlenmesi ve raporlamaya esas teşkil edecek verinin toplanması: Avrupa Komisyonu tarafından yayımlanacak rehber dokümana göre
- Hesaplanan emisyon verilerinin raporlamadan sorumlu olan AB’dek ithalatçı ile paylaşılması
Raporlama verileri:
- ürünlere ilişkin bilgi: miktar / 8’li GTİP kodu bazında ürün türü / menşei ülke
- Tesise ilişkin bilgi: Firma adı/ Adres/Konum/Coğrafi Koordinat
- Üretim sürecine ilişkin bilgi: Üretim hatları / Parametreleri
- Emisyon verisi: Spesifik doğrudan ve dolaylı emisyonlar
- Karbon ücretleri: üretimin gerçekleştiği ülkede geçerli karbon ücretleri (girdiler dahil)
Geçiş döneminde emisyon verilerinin doğrulanması ihtiyacı bulunmuyor. Ancak 1 Ocak 2026 itibarıyla başlayacak ana uygulama döneminde gerçekleşen emisyon verilerinin akredite bir doğrulayıcı kuruluş tarafından doğrulanması gerekecektir.
Akredite ve emisyon doğrulama süreçleri ayrı bir uygulama yönetmeliği ile düzenlenecek ve bu kapsamda verinin güvenilirliğinin hangi yöntemlerle temiin edileceği , hangi detayda veri temin edileceği ve verininn nasıl doğrulanacağı gibi ana doğrulama ilkeleri ortaya konulacaktır. Mevcut durumda doğrulayıcı kuruluşlar dünyanın herhangi bir yerinde olabilir ancak doğrulayıcı kuruluş akreditasyonu sadece AB üye ülkelerinin yetkili akreditasyon kuruluşları tarafından yapılabileceği belirtiliyor.
Karbon Sınır Düzenleme Mekanizması Öncelikli Sektörleri
Avrupa Komisyonu tarafından kabul edilen yönetmeliğe göre karbon kaçağı yüksek riskli bulunan demir-çelik, çimento, alüminyum, gübre ve elektrik sektörlerine mekanizmanın uygulanacağı belirtilerek bu sektörlerde bulunan ürünler tarife pozisyonu bazında belirlenmiş, tarife pozisyonları aşağıda belirtilmiştir:
- Çimento Sektörü: 2523.10.00, 2523.21.00, 2523.29.00, 2523.30.00, 2523.90.00
- Gübre Sektörü: 2808.00.00, 2814, 2834.21.00, 3102, 3105 (3105 60 00 hariç)
- Demir – Çelik Sektörü: 72 (7202 ve 7204 hariç), 7301, 7302, 7303 00, 7304, 7305, 7306,7307, 7308 (9406 hariç), 7309, 7310, 7311, 7326
- Alüminyum Sektörü: 7601, 7603, 7604, 7605,7606, 7607, 7608, 7609, 7610, 7611, 7612, 7613,7614, 7616
- Elektrik Sektörü: 2716
Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasının Faydaları
Karbon düzenleme mekanizması projeleri, sertifikalandırma ve karbon kredisi ticareti süreçleriyle birlikte gelir. Bu bölümde, karbon düzenleme mekanizmasının sertifikalarının nasıl kullanıldığını ve sağladığı faydaları ele alacağız.
Karbon Düzenleme Mekanizmasının Faydaları
Sınırda karbon düzenleme mekanizmasının sertifikaları, çevresel ve ekonomik faydalar sağlar. İşte bu faydalardan bazıları:
Çevresel Faydalar:
- Karbon salınımının azaltılması: Sınırda karbon düzenleme mekanizması projeleri, karbon salınımını azaltarak iklim değişikliğiyle mücadeleye katkı sağlanır. Üretmde yeşil teknolojiler önceliklendirilir, azaltılamayan emisyonlar için de yeşil yatırım ve emisyon azaltımı projelerine yönelme sağlanır.
- Doğal kaynakların korunması: Sınırda karbon düzenleme mekanizması, doğal kaynakların korunmasına katkıda bulunur. Üretim prosesleri ve hammadde girdisi değişimleri ile döngsel bir ekonomiye katkı sağlar. Örneğin, rüzgar enerjisi projeleri fosil yakıtların kullanımını azaltarak fosil yakıt rezervlerini korur ve doğal yaşam alanlarını etkilemez.
- Hava kalitesinin iyileştirilmesi: Sınırda karbon düzenleme mekanizması, temiz enerji kaynaklarının kullanımını teşvik eder ve hava kalitesini iyileştirir. Fosil yakıtların kullanımından kaynaklanan hava kirliliği azalır ve insan sağlığına olumlu etkileri olur.
Ekonomik Faydalar:
- Yeni iş fırsatları: Sınırda karbon düzenleme mekanizması, yeşil ekonomiye geçişi teşvik eder ve yeni iş fırsatları yaratır. Yenilenebilir enerji projeleri, enerji verimliliği çözümleri ve atık yönetimi gibi alanlarda istihdam imkanları sunar.
- Rekabet avantajı: Sınırda karbon düzenleme mekanizmasın küresel anlamda üreticilere aynı şekilde uygulanacak karbon vergi indirimi ile şirketlere rekabet avantajı sağlar. Belirlenen sınılar altında emisyon salınımı gerçekleştiren şirketler karbon tahsisatlarını satarak kar elde edebilir. Sürdürülebilirlik çabaları, müşteriler ve yatırımcılar tarafından değerli görülür ve şirketin itibarını artırır.
- Enerji maliyetlerinin düşürülmesi: Sınırda karbon düzenleme mekanizması ile, üreticiler enerji verimliliğini artırarak enerji maliyetlerini düşürebilir. Örneğin, enerji verimliliği projeleri sayesinde enerji tüketimi azalır ve işletme maliyetleri düşer.
Sınırda karbon düzenleme mekanizmasın, çevresel ve ekonomik faydalar sağlayarak sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada önemli bir araçtır.
İlerleyen bölümlerde, karbon düzenleme mekanizmasının geleceği ve karşılaştığı zorlukları ele alacağız.
Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasının Geleceği ve Zorlukları
Sınırda karbon düzenleme mekanizması, iklim değişikliği ile mücadelede etkili bir araç olarak kabul edilse de, geleceği ve karşılaştığı zorlukları vardır. Bu bölümde, karbon düzenleme mekanizmasının geleceği ve potansiyeli ile karşılaştığı zorlukları ele alacağız ve çözüm önerileri sunacağız.
Karbon Düzenleme Mekanizmasının Geleceği ve Potansiyeli
Sınırda karbon düzenleme mekanizması, iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir rol oynamaktadır ve gelecekte daha da önemli hale geleceği düşünülmektedir. İşte karbon düzenleme mekanizmasının geleceği ve potansiyeli hakkında bazı düşünceler:
- İklim değişikliğiyle mücadelede etkili bir araç: Sınırda karbon düzenleme mekanizması, karbon salınımını azaltmada ve iklim değişikliğiyle mücadelede etkili bir rol oynar. Sınırda karbon düzenleme mekanizmasının daha da geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması beklenmektedir.
- Yeni teknolojilerin etkisi: Teknolojik ilerlemeler, sınırda karbon düzenleme mekanizmasının geleceğini şekillendirecektir. Yenilenebilir enerji teknolojileri, enerji depolama sistemleri ve karbon yakalama teknikleri gibi inovasyonlar, karbon salınımını daha da azaltmada önemli bir rol oynayacaktır. Bu teknolojilerin geliştirilmesi ve uygulanmasıyla karbon düzenleme mekanizmasının etkinliği artacaktır.
- Uluslararası işbirliği ve anlaşmalar: İklim değişikliği küresel bir sorundur ve çözümü için uluslararası işbirliği önemlidir. Uluslararası anlaşmalar, sınırda karbon düzenleme mekanizmasının daha da güçlenmesine ve yaygınlaşmasına yardımcı olabilir. Örneğin, Paris Anlaşması gibi uluslararası anlaşmalar, ülkelerin karbon salınımını azaltma taahhütlerini destekler ve karbon düzenleme mekanizmasının etkinliğini artırır.